İstanbul'da, özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde bebeklerin ölümlerine neden olmak ve haksız kazanç sağlamakla suçlanan 47 sanığın yargılandığı yenidoğan çetesi davasının duruşması 13. gününde devam ediyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin konferans salonunda gerçekleştirilen duruşmaya, organize suç örgütünün elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı da dahil olmak üzere 22 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar ile avukatlar katıldı. Duruşma, çok sayıda basın mensubu tarafından takip edildi ve salon önünde polis ekiplerince sıkı güvenlik önlemleri alındı.
18 Kasım'da başlayan duruşmada, sanıkların savunmalarının yanı sıra müştekilerin beyanları da dinleniyor. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, Fırat Sarı'nın suç örgütünün başı olduğu ve sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir tarafından sevk ve idaresinin yapıldığı belirtiliyor.
İddianamede, söz konusu suç örgütünün esas amacının, devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluğunu sağlamak ve Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu vurgulanıyor. Bu süreçte, bebeklerin sağlık durumlarının olduğundan daha ağır gösterildiği ve buna paralel olarak hastaların gereğinden uzun süre yatışlarının sağlandığı ifade ediliyor.
Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine, örgütün kâr elde edeceği hastanelerde tedavi edilmesine dair bilgilere de iddianamede yer veriliyor. Ayrıca, sanıkların sağlık çalışanları ile beraber kazanç paylaşımında bulunduğu öne sürülüyor.
Ceza istemleri arasında, Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle çeşitli suçlardan toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Gıyasettin Mert Özdemir için ise, 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istenmektedir. Toplamda 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülmektedir.
İddianamede, dolandırıcılık suçu işleyerek maddi menfaat elde eden hastaneler ve şirketler için güvenlik tedbiri uygulanması talep edilmiş, bazı hastanelerin ruhsatları iptal edilerek tedavi gören bebeklerin kamu hastanelerine sevk edildiği bildirilmektedir. Ayrıca, davayı yürüten Cumhuriyet Savcısı'na yönelik ölüm tehdidinde bulunanların da tutuklandığı ifade edilmektedir.