DOLAR
34,16 0%
EURO
38,11 0%
ALTIN
2.913,97 0%
BITCOIN
2.243.023,48 -0,03%

Villepin'den Orta Doğu'da Barış İçin Filistin Devleti Vurgusu

Eski Fransa Başbakanı Villepin, barışın Filistin devleti kurulmadan sağlanamayacağını belirtti.

Yayın Tarihi: 29.09.2024 13:04
Güncelleme Tarihi: 29.09.2024 13:04

Villepin'den Orta Doğu'da Barış İçin Filistin Devleti Vurgusu

Orta Doğu'da Barış İçin Filistin Devleti Şart!

Eski Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, Orta Doğu'daki güncel çatışmalara dair önemli açıklamalarda bulundu. Villepin, Gazze ve Lübnan üzerindeki İsrail saldırılarının devam ettiği bir dönemde, "Filistin devleti kurulmadan bu bölgede kalıcı bir barışın sağlanamayacağını" vurguladı.

Nekbe'nin Etkileri

Fransız kanalı TV5 Monde'a yaptığı röportajda, Villepin, 1948 yılında gerçekleşen Nekbe olayının etkilerinin hala sürdüğünü dile getirdi. "1948'de kendi topraklarından mahrum bırakılan bir halk var. 700 bin Filistinli topraklarını terk etmek zorunda kaldı ve bu adaletsizlik günümüzde bile devam ediyor," dedi.

Uluslararası Sorumluluk

Villepin, Birleşmiş Milletler ile eş zamanlı olarak kurulan İsrail devletinin uluslararası topluma karşı bir sorumluluğu olduğunu belirtti. "Filistinlilerin maruz kaldığı haksızlıkların, ancak Filistin devletinin kurulmasıyla düzeltilebileceğini" ifade eden Villepin, bölgedeki çatışmaların çözümü için acil adım atılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Gözler Gazze ve Lübnan'da

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, 7 Ekim'den bu yana devam ediyor. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, bu saldırılarda 41 bin 586 Filistinli yaşamını yitirdi. Bunlar arasında 16 bin 795 çocuk ve 11 bin 378 kadın bulunuyor. Ayrıca, 96 bin 210 kişi de yaralanmış durumda. Enkaz altında daha birçok yaşam kaybı olduğu bildirilirken, sivil altyapıya yönelik saldırılar da sürmekte.

Özellikle, Hizbullah ile olan çatışmalar da sürüyor. 23 Eylül'den bu yana Lübnan'a yönelik düzenlenen hava saldırılarında 1,052 kişi hayatını kaybetti. Bu kişilerin 104'ü çocuk, 194'ü ise kadın. Villepin'in bu sözleri, Orta Doğu'daki krizin çözümü için atılacak adımların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.