Savaş Özbey Bülent Ersoy’un aklı neredeydi?
Savaş Özbey
Bülent Ersoy, fenomenlere “varoş” diyerek katıldığı güzellik salonlarının aslında boş olduğunu ortaya çıkardı. Şimdi pişmanlık duyuyor, haberlerde görünce tuvalete kaçıyor ama o zamanlar hevesle gidiyor, açılışlarda dualar okuyordu.
Bülent Ersoy, YouTube’da Safiye Soyman ve Banu Alkan’la birlikte sundukları “Dünya Güzellerim Masada” isimli programda fenomenleri topa tuttu. Dilan Polat’a “varoş” dedi, haberleri çıkınca tuvalete gittiğini itiraf etti: “Bunlar ucuz, mahalleli, varoş hareketler. Onun bunun parasıyla hava atıyorlar…” İşte Bülent Ersoy'un Dilan Polat ile ilgili açıklamaları göz atabilirsiniz.
Güzellik merkezleri boş çıktı
Güzellik merkezleriyle ilgili de kendi başına gelen bir olayı anlattı Ersoy. Dilan Polat’ın yakın dostu Sevim Alan’ın güzellik salonlarının birinin açılışına gittiğinde salonun içinde hiçbir şey olmadığını, sorduğunda ise şu an sadece açılış yapıldığını, sonra içine malzeme geleceğini duyduğunu söyledi. Boş salon açan Diva’ya bak!
Ama Bülent’im Ersoy’um, Divacığım, ablacığım…
Aklın başına şimdi mi geldi?
O merkezleri dualarla açıyordun…
Her yerde ifşa diyorlar ama bu sadece ifşa değil, itiraf da.
Okumuyorsun da.
Bak, 1.5 yıl önce o alay-ı vala yaptığın açılışlar için ne demiştik:
“Daha önce Ankara, Bursa… İstanbul’da Pendik, Ataşehir… En son Karabük’te bir güzellik merkezinin açılışına gitti Bülent Ersoy. Dev gibi çantasını yerde sürükleyerek yürüdü halkın ve yerel medyanın arasında. Divamız böyle şeylere bayılıyor, bunu biliyoruz. İnsanların şaşkınlığından, ilgisinden besleniyor. Başında şemsiyeler açılması, istiridye biçimindeki koltuklara oturtulması falan… Çok hoşuna gidiyor. Allah’ın verdiği doğallığı bozduranların gittiği bu yerlerin açılışında dualarını da unutmuyor çok iş yapmaları için. Ama ne gerek var koştur koştur her salon açılışına katılmasına… Anlamıyorum. Sanki paraya mı sıkıştı? Hayır… Sen büyük Diva’sın. Arada bir yakın bir dostu için olabilir. Ama sürekli her açılışa gitmesini, ağırlığına yakıştıramıyorum. Mehterlerle karşılanıp tahtırevanlara bindirilseler bile… Hem sağlığı da elverişli değil. Fil hastalığı çekiyor. Anıtkabir’e bile tekerlekli sandalyeyle giden bir insanın o şehir senin bu şehir benim bütün açılışlarda işi ne?”
Birebir böyle yazmıştık 25 Haziran’da.
Şimdi pişmanlık duyuyor, haberlerde görünce tuvalete kaçıyor ama o zamanlar hevesle gidiyordu.
Üç kuruş için değer miydi itibarını bu “varoş” dediğin insanların peşine takılmaya?
Bunların yalanlarını sürdürebilmeleri için dualar okumaya, halkı kandırmalarına alet olmaya?
