Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah el-Yahya, Arap ülkelerinin "en önemli önceliğinin" Suriye ve Lübnanın istikrarı olduğunu ifade etti.
Yahya, ülkesinin ev sahipliği ve başkanlığını yaptığı Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Dışişleri Bakanları Olağanüstü Toplantısı'nın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Toplantının, bölgenin kolektif sorumluluk ve zorluklarıyla başa çıkmak için ortak çaba gerektirdiği bir dönemde düzenlendiğini vurguladı.
Bakan Yahya, "Suriye ve Lübnan'ın istikrarı, yalnızca söz konusu ülkelerin güvenliği açısından değil, aynı zamanda Arap ülkelerinin güvenliği ve istikrarı için de en önemli önceliğe sahiptir," dedi. Ayrıca, "Sorumluluklarımız siyasi bir yükümlülük değil, tarih, coğrafya ve ortak kültür açısından bağlı olduğumuz kardeş halklara karşı ahlaki ve insani bir görevdir," sözlerine yer verdi.
Bu çerçevede KİK ülkelerinin, Suriye'nin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü garanti altına alan temel ilkelere bağlılıklarını teyit ettiklerini kaydederek, her türlü dış müdahaleyi reddettiklerini ve Suriye halkının yönetimine destek verdiklerini ifade etti.
Bakan Yahya, Suriye halkının güvenlik, istikrar ve refah taleplerinin gerçekleşmesine katkıda bulunacak, tüm tarafların katılımını temin eden kapsamlı siyasi sürecin yeniden başlatılması çağrısında bulundu. Ayrıca, uluslararası topluma Suriye halkının acılarını hafifletme çabalarını artırması yönünde bir çağrı yaptı.
Lübnan'ın egemenliğini desteklediğini ve birliğini etkilemeye yönelik her türlü girişimi reddettiğini belirten Yahya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının uygulanmasının önemine vurgu yaparak, 9 Ocak'ta yapılacak oylamada Lübnan Cumhurbaşkanı'nın seçilmesini arzuladığını ifade etti.
Kuveyt Dışişleri Bakanı, İsrail'in Filistin, Lübnan ve Suriye'ye yönelik saldırılarını kınadı ve Filistin halkının kendi bağımsız devletini kurma hakkına desteğini yineledi.
Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, konseyin Suriye ve Lübnan'ın istikrarını artıracak her konuyu desteklediğini belirtilirken, İsrail'in Suriye'ye karşı tekrarladığı saldırıların uluslararası yasaları ihlal ettiğini söyledi. Budeyvi, uluslararası topluma İsrail'e saldırılarını durdurması ve işgal altındaki tüm Suriye topraklarından çekilmesi çağrısında bulundu.
BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'tan geri çekilmesini ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını öngörmektedir. Ancak Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olan Mavi Hat arasındaki alan, 2000 yılından beri Hizbullah'ın güçlü askeri nüfuzu altında bulunmaktadır.