İngiltere'nin ulusal güvenliğinin simgesi olan MI5'in yayımladığı belgeler, Kraliçe II. Elizabeth'in sarayının üst düzey çalışanlarından birinin, Sovyet casusu Anthony Blunt olduğundan yaklaşık on yıl boyunca habersiz olduğunu ortaya koydu.
Ulusal Arşivler tarafından yayımlanan belgeler, 1929-1975 yıllarını kapsayan MI5 dosyalarından elde edilen bilgileri içermektedir. Belgelerde, Sovyetler Birliği tarafından 1930'lu yıllarda oluşturulan ve "Cambridge Beşlisi" olarak bilinen casus grubuna dair detaylara yer verildi.
Blunt, 1964 yılında Sovyetler adına casusluk yaptığını itiraf etti. Ancak, Kraliçe Elizabeth bu durumu 1973'te öğrendi. MI5 belgelerinde, Kraliçe'nin bu bilgiyi öğrendiğinde sakin ve şaşkınlık göstermediği belirtiliyor. Olayın patlak vermesiyle birlikte gazetecilerin araştırmaları ve Blunt'un hastalığı, durumu Kraliçe'ye bildirmek için bir fırsat yarattı.
Kraliçe'nin endişeleri, MI5 içinde uzun süre tartışılmış ve Kasım 1972'de Özel Sekreteri Martin Charteris'a Blunt ile olan bağların kesilmesi yönünde çağrıda bulunduğu belgelerde yer aldı. Ancak, Charteris, Blunt'ın görev süresinin sona ermekte olduğu için bu talebin pek de anlamlı olmadığını belirtmişti.
Belgelerde ayrıca, Blunt'ın diğer Sovyet ajanlarıyla birlikte ülkeden kaçmayı reddettiği ve KGB ile bağlantılı olmanın kendisine şiddet uygulanabileceği yönündeki korkularını ifade ettiği aktarılmaktadır.
Ulusal Arşivler'de düzenlenecek bir sergide, Cambridge Beşlisi’nin başka bir üyesi olan Kim Philby'nin de aynı ajanlık faaliyetlerini sürdüreceğine dair sözleri belgelenmiştir. Ayrıca, ünlü oyuncu Dirk Bogarde’nin de KGB tarafından hedef alınabileceği konusunda MI5 tarafından uyarıldığı bilgisine de ulaşıldı.
Gizli servisin onayıyla MI5 tarihini kaleme alan Cambridge Üniversitesi tarihçisi Christopher Andrew, Kraliçe'ye durumun "genel ifadelerle" anlatıldığını ifade etmiştir.
Blunt'un Sovyet casusu olduğu ilk kez, dönemin Başbakanı Margaret Thatcher tarafından 1979 yılında parlamentoda yapılan bir açıklamada duyurulmuştur. Anthony Blunt, 1983 yılında 75 yaşında vefat etmiş ve aldığı şövalyelik unvanı da geri alınmıştır. MI5'in, 1930'lardan itibaren Sovyetler için çalışan "Cambridge Beşlisi"ni on yıllar boyunca teşhis edememesi, servisin en büyük başarısızlıklarından biri olarak tarihe geçmiştir.