İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) "savaş suçu" suçlamalarıyla karşı karşıya kalabilir. İnsan hakları örgütleri, Gazze'deki Filistinlilere yönelik zulümlerinden dolayı başka İsrailli komutan ve politikacıları da sorumlu tutmak için çalışmalarını artırıyor.
Şu ana kadar, İsrailli liderler ve askeri personel aleyhine açılan davalarda sayısız suçlama gündeme geldi. Hind Rajab Vakfı, 1000 İsrail askerini hedef alan önemli bir davanın yanı sıra bir dizi başka dava da açmış durumda. Bu kuruluş, Ocak 2024'te İsrail askerleri tarafından öldürülen 5 yaşındaki Filistinli kız çocuğu Hind Rajab'ın ismini taşıyor.
Vakfın avukatı Harun Raza, AA muhabirine, "Bu dava, Roma Statüsü'nde belirtilen her türlü savaş suçu suçlamasını içeriyor." dedi. Davada işlenen suçlar, 8 Ekim 2023 ile Haziran 2024 tarihleri arasında incelendi.
Bu suçlar arasında, hastanelere, sivillere ve kritik altyapıya yönelik saldırılar ile sistematik açlık ve susuz bırakma gibi eylemler bulunmakta. Vakfın internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, adı geçen askerlerin Gazze'deki soykırım sırasında sivillere yönelik sistematik saldırılara katılmakla suçlandığı vurgulandı.
Ayrıca, hukuki süreçlerin bir parçası olarak, İsrailli askerlerin %10'unun çifte vatandaş olduğu belirtiliyor. Belgelerde, bu askerlerin Fransa, ABD, Kanada ve diğer ülkelerden gelen çifte vatandaşlar olarak kaydedildiği ifade ediliyor.
Belçika'daki İsrailli askeri ataşesi Albay Moshe Tetro hakkında gönüllü olarak açılan davada, Tetro'nun Gazze halkını açlığa mahkum eden politikalar yürüttüğü iddia ediliyor. Hind Rajab Vakfı, Belçika hükümetine Tetro’nun diplomatik akreditasyonunu reddetmesi için çağrıda bulundu.
Diğer yandan, başta Başbakan Netanyahu olmak üzere, Gallant, İç Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve yüksek rütbeli askeri yetkililer de şikayetlerin hedefinde. Bu bireylerin, işlenen suçlarda herhangi bir rol oynayıp oynamadıkları çokça sorgulanmaktadır.
Hind Rajab Vakfı ayrıca, Gazze'de yıkıcı şiddetten etkilenen bireylerin de temsilcisi konumundadır. Aileleri çeşitli şekillerde mağdur olan kişiler adına da hukuki süreçler yürütülüyor.