İsrail'in Toprak Gaspları ve Filistinlilerin Mücadelesi
Filistinli aktivist Sami Dağlas, İsrail'in gasbettiği araziler çevresinde yeni bir 'güvenlik' stratejisi geliştirdiğini ifade ediyor. Dağlas, "Bu, Filistinlileri dar bir alana hapsedecek bir tampon bölge oluşturma çabasıdır," dedi.
Batı Şeria'daki Durum
7 Ekim 2023'te İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları başlarken, Batı Şeria'da da toprak gaspları hız kazandı. İsrail ordusu, 'güvenlik' gerekçesiyle Filistinlilere ait arazilere el koyarak tampon bölgeler kuruyor. Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi tarafından yapılan açıklamalarda, bu bölgelerin toplamda yüzlerce dönüm tarım arazisini kapsadığı belirtiliyor.
Bölgedeki durum, Filistinlilerin tarım arazilerine erişimlerini engelleyerek ciddi bir tehlike oluşturuyor. İsrail ordusunun, çeşitli köylerdeki Filistin arazilerine yönelik el koyma emirleri, bu toprakların kontrolünü giderek artırıyor.
Aktivistlerin Sesi
Burka beldesinden Sami Dağlas, "Buraya erişmemiz yasak. Kim oraya giderse, gaspçı İsraillilerin kendisine pusu kurduğunu görür" diyerek durumun ciddiyetini aktardı. Selfit kenti sakinlerinden Reyyan da benzer şekilde, "Zeytin ağaçlarının bulunduğu arazilerimize gitmemiz yasak. Tampon bölge olduğu için arazimize giremiyoruz," diye konuştu.
Uluslararası Tepkiler ve Gözlemler
Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi yetkilisi Emir Davud, bu toprak gasplarının uluslararası standartlara karşı olduğunu belirterek, "Filistinlilerin arazilerine sessiz sedasız, el konuldu" dedi. Bu durumun, gelecekte daha ciddi sonuçlar doğurabileceği kaydediliyor.
İsrail'de yaşamını sürdüren 720 binden fazla gaspçı İsraillinin, işgal altındaki topraklarda yaşamaya devam ettiği belirtilirken, Filistin Sağlık Bakanlığı verileri, son dönemde yaşanan saldırılarda 716 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 5 bin 750 kişinin ise yaralandığını gösteriyor.
