İsrail güçleri, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne ve Lübnan’a saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılarda sadece siviller değil, uluslararası insancıl hukuka göre dokunulmazlığı olan gazeteciler de hedef alınıyor. Gazze Medya Ofisine göre, yaklaşık iki ayda 73 basın çalışanı yaşamını yitirdi. Bu sayı, on milyonlarca insanın hayatını kaybettiği ve yakın tarihin tanık olduğu en kanlı savaş olarak bilinen İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) boyunca öldürülen gazetecilerin sayısını aştı.
GAZETECİLERİ KORUMA ÇAĞRISI
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaş suçlarını ve soykırıma varan saldırılarını dünyaya duyurmaya çalışan gazeteciler, ayrıca İsrail tarafından tutuklama, sansür, aile üyelerinin öldürülmesi gibi olaylarla da karşı karşıya kaldı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 1 Kasım’daki açıklamasında, Filistin’deki İsrail şiddetinde gazetecilere karşı işlenen savaş suçlarının soruşturulması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurduğunu duyurdu.
İsrail güçleri ise saldırıların ilk günlerinde uluslararası haber ajanslarına Gazze Şeridi’nde faaliyet gösteren gazetecilerin güvenliğini garanti edemeyeceğini belirten bir açıklama yaptı. Bunu yanı sıra İsrail ordusu, 26 Ekim’de basına gönderdiği mektupla, Gazze’ye ilişkin haberlere sansür getirdi.
İSRAİL, TARİHİ REKOR KIRDI
İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki ayda öldürdüğü medya mensubunun sayısı, İkinci Dünya Savaşı (1939-1945), Vietnam Savaşı (1955-1975) ve Kore Savaşı’nda (1950-1953) öldürülen gazetecilerin sayısını geride bıraktı.
Washington merkezli basın özgürlüğünü savunan bir vakıf olan Freedom Forum’a göre, on milyonlarca insanın hayatını kaybettiği ve modern dünyanın tanık olduğu en kanlı savaş olarak bilinen İkinci Dünya Savaşı’nda 6 yılda 69 gazeteci yaşamını yitirdi. Yaklaşık 20 yıl devam eden ABD’nin Vietnam’ı işgali sırasındaki savaşta 63, 3 yıl süren Kore Savaşı’nda ise 17 basın mensubu hayatını kaybetti.
Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesine (CPJ) göre ise Rusya ile Ukrayna arasında Şubat 2022’de başlayan ve yaklaşık iki yıldır devam eden savaş boyunca şu ana kadar 17 gazeteci yaşamını yitirdi.
İSRAİL GAZETECİLERİ VE AİLELERİNİ KATLEDİYOR
İsrail, Gazze ve Lübnan’a saldırırken, gazetecileri de öldürmekten, tutuklamaktan ve sansürlemekten çekinmiyor. Son bir ayda 20’den fazla gazeteci ve aile üyeleri hayatını kaybetti.
İsrail, 7 Ekim’de başlattığı Gazze ve Lübnan saldırılarında sadece Filistinli sivilleri değil, gazetecileri de hedef aldı. Gazeteciler, İsrail’in bombaları, tankları ve uçaklarıyla öldürülmenin yanı sıra, tutuklama, sansür, aile üyelerinin katledilmesi gibi insanlık dışı muamelelere de maruz kaldı.
ANADOLU AJANSI’NIN FOTO MUHABİRİ AİLESİNİ KAYBETTİ
Bu saldırılar sırasında Anadolu Ajansı’nın (AA) Gazze’deki foto muhabiri Ali Cadallah’ın evi 13 Ekim’de bombaların hedefi oldu. Saldırıda Cadallah’ın babası ve kardeşleri dahil ailesinden en az 8 kişi hayatını kaybetti. Cadallah, AA’ya yaptığı açıklamada, “Evimden çıktım, birkaç dakika sonra evim yerle bir oldu. Ailem paramparça oldu. İsrail, gazetecileri susturmak için ailelerimizi öldürüyor” dedi.
REUTERS KAMERAMANI İSRAİL GÜÇLERİ TARAFINDAN VURULDU
Daha sonra 13 Ekim’de Lübnan’ın güneyinde İsrail güçleri tarafından gazetecileri hedef alan saldırıda Reuters Haber Ajansı çalışanı kameraman Issam Abdullah hayatını kaybetti, 6 medya mensubu yaralandı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), olayla ilgili soruşturmasında, gazetecilerin açıkça üzerlerindeki “basın” işaretlerine rağmen özellikle hedef alındığını duyurdu. RSF, İsrail’i gazetecilerin hayatını korumak için uluslararası yükümlülüklerine uymaya çağırdı.
AL JAZEERA MUHABİRİNİN AİLESİ KATLEDİLDİ
İsrail ordusunun 23 Ekim’de Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıda, Al Jazeera televizyonunun muhabiri Vail ed-Dahduh’un eşi, oğlu, kızı ve 18 aylık torunu ile ailesinden 8 kişi hayatını kaybetti. Dahduh, saldırıdan kurtulan tek aile üyesi oldu. Dahduh, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, “İsrail, gazetecilerin sesini kesmek için ailelerimizi katlediyor. Bu bir soykırım. Bu bir savaş suçu. Bu bir insanlık suçu” diye konuştu.
FİLİSTİN TV MUHABİRİ VE AİLESİ BOMBARDIMANDA ÖLDÜ
Han Yunus kentini hedef alan 1 Kasım’daki bombardımanda ise Filistin TV Muhabiri Muhammed Ebu Hatab ve ailesinden 11 kişi yaşamını yitirdi. Ebu Hatab, saldırıdan önce son kez Filistin TV’ye bağlanarak, “İsrail, evlerimizi bombalıyor. Ailemle birlikte ölebilirim. Bu son yayınım olabilir” dedi.
AA KAMERAMANI 4 ÇOCUĞUNU VE 3 KARDEŞİNİ KAYBETTİ
İsrail’in 5 Kasım’daki saldırılarında da AA kameramanı Muhammed el-Alul, 4 çocuğunu ve 3 kardeşini kaybetti. El-Alul, AA’ya yaptığı açıklamada, “İsrail, gazetecilerin gözünü korkutmak için ailelerimizi katlediyor. Benim 4 çocuğum ve 3 kardeşim vardı. Şimdi hepsi yok. Ben de ölmeyi isterdim” dedi.
AL MAYADEEN TV’NİN MUHABİRLERİ SINIRDA VURULDU
Daha sonra 21 Kasım’da Lübnan’ın güneyindeki Teyr Harfa beldesi yakınında sınırdaki gelişmeleri takip eden Al Mayısadeen TV’nin muhabirlerini hedef alan İsrail’in hava saldırısında muhabir Farah Ömer ve kameraman Rabih el-Mamari yaşamını yitirdi. Al Mayısadeen TV, saldırıyı kınayarak, “İsrail, gazetecilerin gerçeği aktarmasını engellemek için ahlaksızca saldırıyor. Gazetecilerimiz şehit oldu, ama sesimiz susmayacak” ifadelerini kullandı.
KADIN GAZETECİLER BOMBALANAN EVLERİNDE ÖLDÜ
Gazze’nin orta kesimlerindeki El-Beric Mülteci Kampı ve kuzeydeki Beyt Lahiye bölgesinde aynı gün evleri hedef alınan kadın gazeteciler Ala Tahir el-Hasanat ile Ayat Haddura bombardımanda hayatını kaybetti. Haddura’nın vefat etmeden hemen önce muhabiri olduğu “Alghad” televizyon kanalına görüntülü bağlanarak “Bu son video olabilir” ifadeleri hafızalara kazındı.
FİLİSTİN BASIN EVİ KURUMU MÜDÜRÜ TANKLARLA ÖLDÜRÜLDÜ
Gazze’nin en saygın gazetecilerinden biri olarak bilinen Filistin Basın Evi Kurumu Müdürü Bilal Cadallah da 23 Kasım’da Gazze’den güneye doğru giderken Zeytun Mahallesinde İsrail tanklarının bombardımanında öldürüldü. Cadallah, Filistinli gazetecilerin haklarını savunmak ve mesleki gelişimlerini sağlamak için çalışan bir kurumun başındaydı.
AA MUHABİRİ AİLESİNİN ARDINDAN GİTTİ
Tel Aviv yönetimine bağlı ordunun, “insani ara” sonrasında 1 Aralık’ta yeniden başlattığı saldırılarda bir günde biri Anadolu Ajansı (AA) serbest habercisi, kameraman Muntasır es-Savvaf olmak üzere 3 gazeteci daha öldürüldü. Savvaf, 18 Kasım’daki İsrail saldırısında annesi, babası ve birçok yakınını kaybetmiş, kendisi de yaralanmıştı. Savvaf, AA’ya yaptığı son açıklamada, “İsrail, gazetecilerin gerçeği duyurmasını istemiyor. Ailem öldü, ben de ölebilirim. Ama gerçeği söylemekten vazgeçmeyeceğim” dedi.
BASIN KURULUŞLARI TAHRİP EDİLDİ
İsrail’in gazetecilere ve basın kuruluşlarına yönelik saldırılarında Filistinli el-Eyyam gazetesi, Gazze Radyosu, Şehab Haber Ajansı, Filistin haber ajansı Ma’an, İran devlet televizyonuna bağlı Press TV ve Al-Alam ve Fransız haber ajansı AFP’nin ofisleri de tamamen veya kısmen tahrip edildi. İsrail, basın özgürlüğünü yok etmek için gazetecilerin çalışma ortamlarını da imha etti.
İSRAİL’DE TUTUKLU GAZETECİLER
Öte yandan Filistinli Gazeteciler Sendikasından 28 Kasım'da yapılan yazılı açıklamada, 7 Ekim'den bu yana 41 gazetecinin gözaltına alındığı bunlardan yalnızca 12'sinin daha sonra farklı gözaltı sürelerinin ardından serbest bırakıldığını duyurdu.
Sendikaya göre, İsrail hapishanelerinde 44 Filistinli gazeteci tutuluyor.
