İklim Değişikliğiyle Mücadelede Yenilikçi Yaklaşımlar
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Sevcan Aydın, iklim değişikliği nedeniyle azalan toprak verimliliğini artırmak amacıyla mikroalgler ve çeşitli organizmalarla biyoremediasyon solüsyonları geliştirdiklerini ifade etti.
Verim Kayıplarına Karşı Önlemler Alınıyor
TÜSİAD tarafından yayınlanan 2020 Tarım ve Gıda Raporu'na göre, 2030-2039 yılları arasında tarım üretiminde %6-7 verim kaybı bekleniyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) raporları, sıcaklık artışlarının ve dolayısıyla verim kayıplarının artış göstermesi konusunda kaygıları artırıyor. Bu nedenle, tarımda sürdürülebilir çözümler geliştirmek her zamankinden daha önemli hale geliyor.
Biyoteknolojik Çözüm Önerileri Üzerinde Çalışmalar
Aydın, Türkiye Tarımsal Üretiminde Küresel İklim Değişikliğine Uyumlu Sürdürülebilir Tarım Teknolojileri Platformu (S-ATP) üzerinden yürütülen projelere dikkat çekti. Proje kapsamında, toprak biyoçeşitliliğinin artırılması ve bitki sağlığının korunması amacıyla biyolojik yöntemlerle çözüm önerileri geliştiriliyor.
Toprak Sağlığının Önemi
Aydın, sağlıklı bir toprağın, bitkilerin ihtiyaçlarını karşılayabileceğini vurguladı. Toprak biyoçeşitliliğinin azalması durumunda, üretimde gübre kullanımı zorlaşmakta ve kimyasal maddelere olan ihtiyaç artmaktadır. Bu noktada, toprak organizmalarının eski durumuna döndürülmesi gerekmekte.
Mikroorganizmalardan Oluşan Küreler
Atık su arıtımında mikroorganizmalardan oluşan kürelerin kullanılması, bu alandaki bir diğer yenilikçi yaklaşım olarak öne çıkıyor. Aydın, bu süreçte bakteriler, mantarlar ve mikroalgler gibi organizmaların entegre edildiği sistemler üzerinde çalıştıklarını belirtmektedir.
Sürdürülebilir ve Pratik Çözümler Geliştirmek
Aydın, geliştirdikleri biyolojik süreçlerin kendi kendine devam etmesini ve sürdürülebilir olmasını hedeflediklerini belirtti. Bu sayede çiftçiler, toprağın biyoçeşitliliğini koruyarak daha verimli bir tarım süreci elde edebileceklerdir.
Hedefler ve Sonuçlar
4 yıl sürecek araştırmanın tamamlanmasının ardından, elde edilecek ürünlerin tarım sektöründeki hastalıkların ve verim kaybının önüne geçmesi bekleniyor. Aydın, bu çabaların hem biyoçeşitliliği artırmayı hem de insan sağlığına etkilerini göz önünde bulundurmayı amaçladığını ifade etti.