Hayattaki monotonluk bazen can sıkıcı derecede insanı hayatından bezdirebilmektedir. Her zaman körü körüne kurallara bağımlı kalmak, ayıp olur diye düşünceleri dile getirememek vb. monotonluk uygulamaları insanlarda bazı gelişmelere zarar vermektedir. Monotonluk, insanların zihinsel olgunluk anlamında gelişim evrelerini yavaşlatmakta ve bazen de korkak bir duruma sokarak insanlarda özgüven zedelemesine neden olabilir. Peki hayatınızı 7 günde değiştirecek 6 kuralı uygulayarak bu monotonluğa son vermeye, daha mutlu bir yaşam sürmeye, zincirlerinizi kırmaya ne dersiniz? Yazımızda bu kuralları ayrıntılı bir biçimde inceleyelim.
Kural 1: Kurallar Çiğnenmek İçin Vardır.
Evet, yapmanız gereken tek şey istediğiniz her şeyi yapmak. Bazen risk almak güzeldir. Örneğin; gelecek için para birikimi yapıyorsunuz. Fakat bir yandan almak istediğiniz çok şık kıyafet var. Biraz paraya kıyıp o kıyafeti almalısın. Belki ilerde parayla çok fazla şey alabileceksin ama o elbiseyi alamamak içinde çığ gibi büyüyecek. Bu yüzden o elbiseyi almalısın. Böylece kendine büyük bir değer vermiş olacaksın. Ayrıca risk alarak daha cesaretli bir kıvama geleceksin.
Kural 2: Zorunluluğun Zincirlerini Kır.
İstemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. Sen kendini mutlu etmek için kendine mecbursun; fakat başkasına mecbur değilsin. Örneğin; işyerinde sana yapma mecburiyetinin olmadığı iş yükleniyor, birileri seni zorla bir yere götürmeye çalışıyor ve zorunluluk taşıyan pek çok istek sana yaptırılıyorsa kocaman bir “HAYIR” demelisin. Belki karşındaki kırılacak ya da sinirlenecek. Hatta aranız da bozulacak. Ama bu sana iyi bir öz güven duygusu getirerek çekinmelerinin önüne geçecektir.
Kural 3: Dürüstlüğün Temelini At
Evet, bazen insanlar kırılsa bile dürüst olmak güzeldir. Tabi bu dürüstlük ağır bir şekilde karşı tarafın kalbini kırmayacak bir düzeydeyse iyidir. Sana yapılan bir hareket ya da bulunduğun durumda isen “HOŞUMA GİTMİYOR” ifadesini dile getirmelisin. Bir bakıma 2. Kural ile bağlantılı olan bu kuralı uygulamak aynı şekilde size iyi bir özgüven duygusu getirerek çekinmelerinizin önüne geçecektir.
Kural 4: Dinle-Anla-İsterse Fikir Ver
Başlıktan da anlaşıldığı gibi karşındaki kişinin öncelikle sana anlattığı şeyleri dinlemelisin. Çünkü onu dinlememek ona değer vermediğin gibi kendine de değer vermediğin anlamını taşır. Çünkü dinlemek insanlık görevi niteliği taşır. Dinlediğin şeyleri anla ve kendi içinde çözümlemeye çalış. Bu çözümlemeden hemen sonra ise “Karşı taraf bana fikrimi sorarsa ona fikrimi söylemeliyim?” diye düşün ve uygun bir karar ver. Çünkü dikkatli düşünürsen en iyi kararı yine sen vereceksin. Böyle yapmak insanları senin hakkında meraklanmaya zorlayarak sana artı yön katar.
Kural 5: Rapunzel Saçlı Cevaplardan Uzaklaş
Başlıktan anlaşıldığı gibi sana sorulan sorulara uzun uzun cevaplar verme. Dürüstlük ile özlük ayrı dünyaların kavramı. Evet, dürüst ol ama sadece sana sorulan sorunun cevabını kısa ve öz bir şekilde vermen yeterli. Örneğin; sana okula saat kaçta gideceğini soran bir kişiye okulda yapacağın tüm şeyleri anlatmana gerek yok. Saati söylemen yeterli. Karşı taraf merak etse zaten sorar.
Kural 6: Etkiye Tepki Prensibini Uygula.
Bunu bir örnekle açıklayalım. Kavga edilen bir ortamı düşünün. Bağırış, çağırış ve camları kırmalar… peki bunu değiştirmeye ne dersiniz. Kavga ettiğinizi düşünün. Belki de çok sinirlisiniz. Sinirden her yeri parçalamak ve dağıtmak istiyorsunuz. Bağırış çağırış ve hatta kavga yerine olabildiğince sessiz bir şekilde karşıdaki ile tartışın. Böylece karşı tarafta suçluluk duygularını etkin bir hale getireceksiniz ve belki de artık hayatınız boyunca hiç kavga etmeyeceksiniz.