İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 7 Ekim’den bu yana devam ediyor. Saldırılarda bin 400 İsrailli, 7 bin 28 Filistinli hayatını kaybetti. Gazze’de altyapı büyük ölçüde tahrip oldu. Elektrik, su ve sağlık hizmetleri aksadı. Binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
GAZZE’DE KANLI SALDIRILAR DEVAM EDİYOR
İsrail’in abluka altına aldığı Gazze’ye saldırıları 7 Ekim’den bu yana devam ediyor. Düzenlenen saldırılarda bin 400 İsrailli, 7 bin 28 Filistinli hayatını kaybetti.
Gazze’deki sivil altyapı da büyük zarar gördü. Birleşmiş Milletler (BM), Gazze’deki yaklaşık 2 milyon kişinin yüzde 90’ının temiz suya erişemediğini, elektrik kesintilerinin yaşandığını ve sağlık sisteminin çöktüğünü açıkladı.
HAMAS’TAN İSRAİL’E FÜZE YAĞMURU
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Tel Aviv ve Yafa’ya füze saldırısı gerçekleştirdiğini açıkladı. Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın 7 Ekim sabahı “Aksa Tufanı” adıyla İsrail’e yönelik başlattığı operasyonun ardından İsrail’in Gazze’ye saldırıları 21. gününde de devam ediyor.
Gazze’den atılan füzelerin büyük çoğunluğu İsrai’le ait “Demir Kubbe” sistemi tarafından havada imha edilse de bazıları Tel Aviv’de bazı bölgelere isabet etti.
İsrail’in Kanal 12 televizyonunun haberine göre ise Demir Kubbe, Gazze’den Tel Aviv’e fırlatılan en az 10 füzeyi imha etti.
Yedioth Ahronoth gazetesi ise Gazze’den atılan bir füzenin Tel Aviv yakınlarına düştüğünü aktardı.
Hamas yöneticisi Halid Meşal, Aksa Tufanı operasyonunun “Filistin halkının direnişi ve onurunu savunmak” için yapıldığını söyledi.
Meşal, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı direnişimiz devam edecek. Bizim için zafer, işgalci güçleri yenmek ve Filistin topraklarını özgürleştirmektir.” dedi.
İSRAİL’İN KARA HAREKATI YAKLAŞIYOR
İsrail ise Gazze’ye yönelik hava saldırılarının yanı sıra kara harekatına da hazırlandığı belirtiliyor. İsrail ordusu, Gazze sınırına tank ve zırhlı araçlar sevk etti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’ye yönelik operasyonun “gerektiği kadar süreceğini” söyledi.
Netanyahu, “Hamas’a ağır bir darbe vurduk. Onların füze kapasitesini büyük ölçüde azalttık. Onları durdurana kadar devam edeceğiz.” dedi.
Hamas yöneticisi Meşal ise İsrail’in kara harekatının yaklaştığını ve bunun da tehlikeli bir aşamaya sürüklendiğini söyledi.
Meşal, ABD’nin de İsrail’e destek verdiğini ve Gazze’ye karadan girmek için plan yaptığını iddia etti. Meşal, “ABD, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmak yerine, ona ortak planlama, yönetim ve niteliksel katılımla savaşa yürümesi için yardım ediyor.
ABD, Gazze’deki direniş güçlerinin tünellerdeki gücünü bildiği için uzmanlarıyla birlikte müdahale edecek ve dolayısıyla Gazze’nin derinliklerine nüfuz etmek ve sinir gazı silahları kullanarak direnişçileri tünellerde bir süreliğine felç etmek için generaller, modern mühimmat ve rehineleri kurtarma konusunda uzman olan Delta Gücü’nü gönderdi.” diye konuştu.
ESİR ALINAN ASKERLER İÇİN ANLAŞMA ARAYIŞI
İsrail ile Hamas arasında esir alınan askerler için de anlaşma arayışı sürüyor. Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısında esir aldığı İsrailli asker için görüşmeler yapıldığı belirtildi.
Hamas, esir alınan askerlerin serbest bırakılması için İsrail’in 1.111 Filistinli mahkumu salıvermesini istedi.
İsrail tarafı ise Hamas’ın saldırıları sırasında esir alınan kişiler için anlaşmayı değerlendirmeye hazır olduğunu duyurdu.
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, “Esir alınan askerlerimizin akıbetini bilmek istiyoruz. Onları kurtarmak için her şeyi yapacağız. Hamas ile görüşmeye hazırız.” dedi.
DOST ÜLKELERDEN ATEŞKES ÇAĞRISI
Gazze’deki çatışmaların durdurulması için uluslararası toplum da harekete geçti. BM Güvenlik Konseyi, Gazze’de acil ateşkes çağrısında bulundu.
Türkiye, Katar, Mısır ve Ürdün gibi bölge ülkeleri de Gazze’deki saldırıları kınadı ve taraflara diyalog çağrısı yaptı.
Hamas lideri İsmail Heniyye ise dost ülkelere saldırıyı durdurma çağrısında bulunurken, Gazze’deki savaşın tüm bölgeyi kontrolden çıkaracağını söyledi.
Heniyye, Gazze’nin ihtiyaç duyduğu her şeye “kısıtlama veya koşul olmaksızın” erişim sağlamak için başta Refah olmak üzere tüm geçişlerin açılması çağrısında bulundu.
GAZZE’DE CAN VE MAL KAYBI ARTIYOR
Gazze’deki hükümetin medya ofisi, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılardaki can ve mal kayıplarına dair güncel bilgileri paylaştı.
Buna göre, saldırılarda şu ana kadar 190 bin konut kısmi zarar görürken, 29 bin konut tamamen yıkıldı ve enkaz altında en az 2 bin kişinin olduğu yönünde ihbarlar alındı.
Saldırılar ve İsrail’in tehditleri nedeniyle 1 milyon 500 bin kişi evlerini terk ederek barınma merkezleri, hastaneler ve kamu tesislerine sığındı.
Saldırılarda ayrıca, 79 hükümet binası, 38 cami, 3 kilise ve 189 okul bombalandı. Okullardan 25’i hizmet dışı kaldı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, X sosyal medya platformundan İsrail ile Filistin arasındaki gerilime ilişkin paylaşımda bulundu.
“Gazze’de sağlık ve insani yardım eksikliği binlerce hastayı ölüm riskiyle karşı karşıya bırakıyor.” ifadelerini kullanan Ghebreyesus, DSÖ’nün, Gazze’deki insanlara dayatılan mevcut gıda, su ve yakıt kesintilerinin yerine insani bir ateşkes çağrısında bulunduğunu kaydetti.
Gazze’den düzenlenen saldırılarda 309’u asker bin 400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarıldı.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 2 bin 913’ü çocuk ve 1709’u kadın, 397’si yaşlı olmak üzere 7 bin 28 kişiyi öldürdüğünü, 18 bin 484 kişiyi de yaraladığını duyurdu.
Gazze Şeridi’nde yaşanan son gelişmeler, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın yeni bir boyuta taşındığını gösteriyor.
Gazze Şeridi’nde yaşanan can ve mal kaybının ise telafisi çok zor. Gazze’deki insanlar hem İsrail’in saldırıları hem de Gazze’ye uygulanan abluka nedeniyle büyük acılar çekiyor. Gazze’de sağlık sistemi çökmüş durumda ve insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu nedenle uluslararası toplumun Gazze’ye acil insani yardım göndermesi ve ablukanın kaldırılması için baskı yapması şart.
Gazze Şeridi’nde yaşananlar sadece İsrail ile Filistin arasındaki bir sorun değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel bir sorundur. Bu sorunun çözümü için tüm tarafların diyalog ve müzakere yoluyla hareket etmesi ve şiddeti durdurması gerekiyor. Aksi takdirde bu sorun telafi edilemez insanlık dramına neden olacak.
