Çin, Uzak Doğu'daki stratejik dengenin tehlikeye girmesine neden olan bir hamleyle, ABD'nin Tayvan'a 866 milyon dolarlık ilave silah satışını kınadı. Çince Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bu satışın "tek Çin" ilkesine ve iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin temel taşını oluşturan Üç Ortak Bildiri'ye aykırı olduğu belirtildi.
Ayrıca, 1982'den bu yana ABD'nin Tayvan'a uzun dönemli silah satmama taahhüdü olduğu hatırlatılarak, bu satışın Çin'in egemenliğini ve güvenlik çıkarlarını tehdit ettiği vurgulandı. Çin yönetimi, Washington'a karşı diplomatik protesto yapıldığını belirtti.
Söz konusu açıklamada, ABD'nin liderinin "Tayvan'ın bağımsızlığını desteklememe" taahhüdüne de atıfta bulunularak, bu tür satışların ayrılıkçı güçlere yanlış bir mesaj verdiği ifade edildi. Çin, ABD'yi Tayvan'ı silahlandırmaktan ve Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarı tehlikeye atacak eylemlerden kaçınmaya çağırdı.
Tayvan sorununun Çin'in "temel çıkarlarının merkezi" olduğu belirtilerek, bu konunun iki ülke ilişkilerinde geçilmemesi gereken kırmızı çizgi olduğu ifade edildi. Ayrıca, Tayvan'ın bağımsızlığını destekleyen her girişiminin tehlikeli bir oyun olduğu ve ABD'nin bu durumu göz ardı etmesi halinde kendisinin de bu ateşten zarar göreceği uyarısında bulunuldu.
ABD Dışişleri Bakanlığı, önceden iki ayrı satışa onay verdi. Bunlardan biri, Başkan Joe Biden'in Tayvan'a 571 milyon dolarlık askeri malzeme, hizmet ve eğitim sağlanması için onayıydı. Bir diğer satış ise, 20 Aralık'ta 295 milyon dolara 300 taktik telsiz sistemi ve 16 silah montesi içindi.
Çin, 1949'dan bu yana fiili bağımsızlık süreci yaşamakta olan Tayvan'ı kendi topraklarının bir parçası olarak görmekte ve kesinlikle bağımsızlık hareketlerine karşı çıkmaktadır. Son dönemde Tayvan'a yönelik askeri baskılarını artıran Çin, gerekirse güç kullanımından kaçınmayacağını da ortaya koyduğu not edilmiştir.