Biyolojik Çeşitlilik Zirvesinin Önemi ve Beklentiler
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Mühendisliği Bölümü Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Kolombiya'da düzenlenecek Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Taraflar Konferansı (COP16) öncesi, ülkelerin daha önceki taahhütlerinin ön planda tutulmasını gereken bir zirve olacağını dile getirdi.
COP16 ve Temaları
Birleşmiş Milletler'in (BM) öncülüğünde düzenlenen bu zirve, "Doğayla Barış" mottosuyla 21 Ekim - 1 Kasım tarihleri arasında Kolombiya'da gerçekleştirilecek. Biyolojik çeşitliliği korumak ve kaynakların adil paylaşımını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalar, COP16 toplantısında yeniden değerlendirilecektir.
Zirvelerin Tarihçesi ve Önemli Gelişmeler
İlk taraflar konferansı 1994 yılında Bahamalar'da yapılmış ve ardından Cartagena Biyogüvenlik Protokolü ve Nagoya Protokolü gibi önemli belgeler kabul edilmiştir. Son yıllarda Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi de önemli bir kilometre taşını temsil etmektedir.
Ekosistemlerin Korunması ve İklim Değişikliği
Prof. Dr. Tolunay, iklim değişikliğiyle biyolojik çeşitlilik kaybı arasındaki bağlantıya dikkat çekerek, ekosistemlerin korunmasının iklim mücadelesinin anahtarı olduğunu vurguladı. Amazon Ormanları'nın korunmasının da kritik bir gündem maddesi olduğu ifade edildi.
Ülkelerin Taahhütleri ve İşbirliği Eksikliği
COP16 öncesinde ülkelerin biyoçeşitlilik stratejilerini güncellemediği, bu durumun doğa koruma çalışmalarını olumsuz etkilediği belirtildi. Ayrıca, COP16'nın finansman sorunlarının ele alınması gereken bir platform olması gerektiği vurgulandı.
Uzman Görüşleri
Türkiye Bilimler Akademisi üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, COP16'nın alınan kararların uygulanmasına odaklanacağını belirtirken, Prof. Dr. Levent Gültekin ve Prof. Dr. Ali Dönmez de uygun finansman ve uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekmiştir.
Biyolojik çeşitliliğin korunması, önümüzdeki yıllar için kritik bir mücadele alanı olmaya devam edecek.