Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Kurulu, 23 Şubat'ta yapılacak erken genel seçimde partinin başbakan adayı olarak Başbakan Olaf Scholz'u onayladı. Olağanüstü Genel Kurul, başkent Berlin'de düzenlendi ve 600 delegenin katılımıyla gerçekleşti.
Oylama öncesinde konuşan Scholz, Almanya'nın kapısının önünde dramatik gelişmelerin yaşandığını ifade etti. Avusturya'daki hükümet krizine dikkat çeken Scholz, bu ülkede aşırı sağcı bir başbakan seçilme niyetinin olduğuna vurgu yaptı.
Scholz ayrıca, ABD’de bazı güçlerin Batı'daki demokratik kurumları zayıflatmaya çalıştığını belirterek, "Önümüzdeki yıllar, ABD ile ilişkilerimizin nasıl gelişeceğinden emin olamadığımız bir dönem.” açıklamasında bulundu.
Trump’ın, Danimarka'ya bağlı özerk bölge Gröland'ın ABD kontrolünde olması gerektiği yönündeki ifadelerine tepki veren Scholz, “Sınırların dokunulmazlığı ilkesi her ülke için geçerlidir.” dedi. Ülkelerin ilkelere bağlı kalması gerektiğini vurgulayan Scholz, "Hiçbir ülke, bir diğerinin arka bahçesi değildir. Hiçbir küçük ülkenin, büyük komşusundan korkmaması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Scholz, 23 Şubat'ta gerçekleştirilecek seçimde Almanya'nın modern bir göç ülkesi kalıp kalmayacağına karar verileceğini söyledi. Göçmenlerin de Almanya'ya ait olduğunu belirten Scholz, "Burada kalıcı olarak yaşayan ve çalışan, iyi entegre olmuş, Almanca konuşanlar, ülkemize ait olabilmelidir." ifadelerini kullandı.
Son olarak, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin Vatandaşlık Yasası'nda değişiklik yapma isteğine yanıt veren Scholz, ülkedeki yaşam pahalılığına yönelik de bazı çözümler önerdi. Gıdalara uygulanan katma değer vergisi(KDV)'ni yüzde 7'den yüzde 5’e düşürmeyi ve asgari saat ücretini 15 avroya çıkarmayı planladıklarını açıkladı.