Alman Siyasetinde Aşırılıkların Artışı Bekleniyor
Alman siyasetinde aşırı ve uç noktalardaki söylem ve pozisyonların, ekonomik durgunluk, Ukrayna savaşı, göç meselesi ve göç karşıtı duruşlar nedeniyle 28 Eylül 2025 tarihindeki Federal Meclis seçimlerinde de artması bekleniyor.
SETA Üzerinden Değerlendirmeler
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'ndan (SETA) M. Erkut Ayvaz tarafından yazılan "Almanya'da Eylül 2024 Eyalet Meclisi Seçimleri ve Federal Siyasete Etkileri" başlıklı makalede, Almanya'nın Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde 1 Eylül, Brandenburg eyaletinde ise 22 Eylül'de yapılacak olan eyalet meclisi seçimlerinin federal siyasete olası etkileri üzerinde duruluyor.
Ekonomik Sorunlar ve Şiddet Olayları
Makalede, ekonomik durgunluk, fiyat artışları, refah kaybı ve göç konularının seçim sürecinde ne denli merkezi bir rol oynadığına dikkat çekiliyor. Özellikle, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Solingen şehrinde yaşanan bıçaklı saldırıda 3 kişinin hayatını kaybetmesi, siyaset gündeminde önemli bir yer tutarak, federal hükümete yönelik artan eleştirilerin ve baskıların da önünü açtı.
Partilerin Tepkileri ve Aşırı Sağın Yükselişi
Bu olayın ardından Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ve Hristiyan Birlik (CDU/CSU) gibi partiler, iltica ve göçü sınırlandırma çağrılarını artırırken, aşırı sağcı AfD'nin bu tür olaylarla güçlenmesi konusunda endişeler doğmuştur.
Ukrayna Meselesinin Seçimlerdeki Rolü
Geleneksel politikaların yerini alan federal düzlemdeki konular, Ukrayna meselesi ve bu ülkeye yapılacak silah yardımlarının belirleyici bir tartışma konusu haline gelmesiyle birlikte, bu seçimde eski alışkanlıkların dışına çıkılması öngörülüyor.
Normalleşme Tehlikesi ve Toplumsal Memnuniyetsizlik
Üç yılını dolduran federal hükümet partilerinin arasında süregelen tartışmalar ve Başbakan Olaf Scholz'un toplum nezdindeki memnuniyetsizliği, seçmenlerin oy tercihlerine olumsuz yansıyabilir. Seçimlerde başarısız olunması durumunda koalisyon adına yeni tartışmaların patlak vermesi de olasıdır.
Sonuç
Alman siyasetinde özellikle ekonomik durgunluk, göç meseleleri ve Ukrayna konusundaki belirsizliklerin, 2025 Federal Meclis seçimlerinde aşırı söylem ve pozisyonların normalleşmesine neden olabileceği öngörülüyor.
