DOLAR
34,5 -0,17%
EURO
36,44 -0,44%
ALTIN
2.866,87 -1,04%
BITCOIN
3.170.120,7 -2,53%

Ağrı kesici kullanan 40 yaş üzeri kişilere uyarı

Uzmanlar ağrı kesici ilaç kullanan kişilere uyarılarda bulundu. Bu ağrı çoğu zaman sanıldığı kadar zararsız değildir ve hastayı ameliyat masasına yatırabilir. İşte detaylar..

Yayın Tarihi: 05.09.2023 12:18
Güncelleme Tarihi: 05.09.2023 12:18

Ağrı kesici kullanan 40 yaş üzeri kişilere uyarı

Birçoğumuz karın ağrısı yaşasak bile ağrı kesicilerle durumu hafifletmeye çalışır. Ancak bunun gelecekte sağlıksız sonuçları olacaktır. Genel Cerrahi uzmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Kinyas Kartal, karın ağrısının altında safra taşlarının yatabileceğini söyledi.

KARIN AĞRISIYLA KENDİSİNİ BELLİ EDEBİLİR

editepe Üniversitesi'ne bağlı Kozyatağı Hastanesi'nde Genel Cerrahi uzmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Kinyas Kartal, safra taşlarının en sık görülen belirtisinin karın ağrısı olduğunu açıkladı. Doç. Dr. Kartal, edavide herhangi bir gecikmenin ciddi sorunlara yol açabileceğini de ifade etti.

40'LI YAŞLAR RİSK ALTINDA

Ağrı kesici kullanan 40 yaş üzeri kişilere uyarı

Doç. Dr. Kinyas Kartal, safra taşlarının 40'lı yaş grubunda olan kişilerin diğer yaş gruplarındaki kişilere oranla daha sık görülebileceğini söyledi. Doç. Dr. Kartal, konuyla ilgili aıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Safra kesesi taşı, kadınlarda ve açık tenli kişilerde daha sık görülüyor. Aynı zamanda aşırı kilolu hastalarda zayıf hastalara göre daha sık ortaya çıkabilmektedir. Hastalığın ayırıcı tanısı, yakınlığı ve safra kesesi ve mide sinirlerinin aynı yolu izlemesi nedeniyle mide hastalığının ağrısıyla karıştırılmaktadır. Hastalarımız yaşadıkları ağrıyı mide sorunlarıyla karıştırabildikleri için mide rahatlatıcı ilaçlar kullanıyor olabilirler. Bu durumda tanı ile birlikte tedavide gecikme kaçınılmazdır."

Safra taşlarının oluşumunda genetiğin de rol oynadığını söyleyen Doç. Dr. Kartal şöyle diyor:

"Ailenizde safra taşı olduğunu biliyorsanız, bu sizi potansiyel bir safra taşı hastası yapar. Aşırı kilolu hastalarda ve 40-50 yaş arası hastalarda safra taşlarına daha sık rastladık. Hızlı kilo alıp verme gibi durumlar da safranın bileşimini değiştirdiğinden safra taşı oluşumu için risk faktörleridir. Yüksek kolesterolü olan kişiler de safra taşı oluşumu için risk faktörüdür."

KARIN AĞRISI VE BULANTI YAŞAYANLAR DİKKAT!

Ağrı kesici kullanan 40 yaş üzeri kişilere uyarı

Karın ağrısı, omuz ağrısı, mide bulantısının hastalığın belirtileri olduğunu belirten Doç. Dr. Kinyas Kartal, "Bu semptomlara omuz ve sırt ağrısı da eşlik edebilir. Kürek kemikleri arasındaki ağrı safra taşlarının spesifik bir belirtisidir. Mide bulantısı ve kusmanın eşlik ettiği karın ağrısı, omuz ağrısı safra taşlarının en belirgin belirtilerindendir. Bu belirtileri yaşıyorsanız mutlaka doktorunuza danışmalı ve gerekli tedavinin ardından cerrahi bir programa katılmalısınız." deid.

Doç. Dr. Kartal, konuşmasının devamında safra taşının yarattığı ağrının diğer ağrılardan nasıl ayırt edileceği konusunda şu bilgileri veriyor:

“Mide ağrısı, gastrit ve ülser ağrısı açken daha sık görülürken, safra kesesi ağrısı yemekten sonra etkilendiği için tok olduğunda ağrıya neden oluyor. Hastamız ise “karnım ağrıyor” diye yemek yemiyordu. Yemek yemediğinde safra kesesi de genişler ve bu da paradoksa yol açabilir. Gastrit ve safra kesesindeki ağrı en sık karıştırılan ağrı noktaları olsa da her iki durumun tedavisi tamamen farklıdır. Gastrit ilaçla tedavi edilirken safra kesesi sorunlarının çoğu ameliyatla tedavi edilir.

Dolayısıyla gastritin veziküler ağrıdan ayrımında belirgin bir gecikme varsa ameliyat sonrası dönem hastamız için daha zor olabilir. Bu nedenle hastalarımızın “kolik ağrısı” diyerek sorunlarını göz ardı etmemesi gerekiyor. Çünkü unutulmaması gereken nokta şudur; Safra taşları tedavi edilmediğinde safra kesesi ve safra yollarında iltihaplanmalara yol açabilir, taşlar safra kanalına düşerse sarılık, hatta pankreatit gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir."

CERRAHİ İLE TEDAVİ

Safra taşı ağrısının tedavisinde ameliyatın gerekli olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kinyas Kartal, söz konusu tedavi yöntemi hakkında şu bilgileri paylaştı:

"Bu taşlar safra çamurundaki toz parçacıkları kadar küçük olabileceği gibi 4-5 santimetre, yani yumurta büyüklüğünde de olabiliyor. Burada aslında nemli olan taşın büyüklüğü değil, müdahale edip etmediğidir. Taş safra akışını engelliyorsa bu durum safra kesesinin iltihaplandığını ortaya çıkarır, tedavisi de cerrahidir. Ameliyat ile kapalı ve açık olmak şeklinde iki farklı teknik kullanılmaktadır. Uzun süredir kullanılan ve geleneksel dediğimiz açık cerrahi yöntemle safra kesesi alınır.

Şimdilerde kapalı teknikle yapılan kolesistektomi altın standart bir tedavi olarak kabul edilmektedir. Hastaları genel olarak bir gün sonrasında taburcu ediyoruz ve bir hafta içinde normal hayatlarına geri dönmelerini sağlıyoruz. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki safra taşı ameliyatını sorun ilerlemeden erkenden yaptırmak, hastanın ameliyat sonrasında dönemi rahat atlatabilmesi açısından önemlidir.