DOLAR
35,33 -0,46%
EURO
36,71 0,08%
ALTIN
2.953,64 0,09%
BITCOIN
3.251.331,61 1,9%

Acıyla örselenen aile: MENDERESLER

Menderes ailesinin hayat hikayesi baştan sona acılarla dolu. Ailenin ismi zikredilirken yanına gelen kelimemeler; acı, dram, hüzün, kaza, ölüm. 10 yıl başbakanlık yapan Adnan Menderes uzun süren ve acılarla dolu yargılama ve mahpus hayatının sonunda idam edildi.

Yayın Tarihi: 30.10.2020 17:39
Güncelleme Tarihi: 30.10.2020 17:39

Acıyla örselenen aile: MENDERESLER

Menderes ailesinin hayat hikayesi baştan sona acılarla dolu. Ailenin ismi zikredilirken yanına gelen kelimemeler; acı, dram, hüzün, kaza, ölüm. 10 yıl başbakanlık yapan Adnan Menderes uzun süren ve acılarla dolu yargılama ve mahpus hayatının sonunda idam edildi. Ardından çocukları Yüksel intihar etti, Mutlu, trafik kazasında öldü. Aydın ise ağır bir trafik kazası geçirdi.

Aydın’ın, bugün eski halinden eser kalmayan Sarayiçi Mahallesi’nde doğan Adnan Menderes’in çocukluğuna ilişkin hatıralarında acılı olaylar önemli yer tutar. 1899 yılında muhtemelen yaz aylarında dünyaya geldiği rivayet edilen Adnan Menderes’in göbek adı Ali’ydi. Adnan Menderes küçük yaşta öksüz ve yetim kalır. Önce annesi veremden ölür, hemen ardından kalbinden rahatsız olan babası vefat eder. Ablası Melike de 5 yaşlarında veremden hayatını kaybedince ailenin hayattaki tek ferdi Adnan Menderes kalır. Artık yalnızdır. Ablasının vefatı Adnan Menderes’i çok üzer. Daha sonraki yıllarda bunu hiç unutamadığını belirtecek ve yıllar sonra başbakanken Izmir’de Melike’nin hayata gözlerini yumduğu mahalden geçerken duygulanacak, gözleri yaşaracak ve yanında bulunan arkadaşına şunları söyleyecekti: Düşün kardeşim düşün. O gün son yakınımı, kanı kanımla bir olan, canı canımla bir olan tek kardeşimi de kaybetmiştim. Halbuki evde benden olan, beni oyalayan oydu. Biz onunla iki çocuk, birbirimize dayanacak, yeni alemimizi yapacaktık. Gerçi bunları o zaman böyle açık, belirli elbette düşünemezdim. Ama inan ki bir takım sezilerim vardı. Ve anlıyorduk ki o da gidince ben artık yapayalnızdım.

Okul günlerinde annesiz ve babasızlığın hüznü içindedir hep: Kardeşim, ana nedir bilmiyorum ama sezerdim. Baba nedir bilmiyorum ama sezerdim. Ablamın hatırası küçük ve beyaz bir duman parçası gibi içimde titrer. Ama mektep duvarları içinde bile yapayalnız yaşardım. Bayramlarda, tatillerde, çocuklarını kardeşlerini almaya gelenleri gördüğüm zaman içim yanar, kendimi zaptedemezdim. Zaafım görünür endişesiyle yatakhaneye, mektebin gizli ve görünmez köşelerine kaçar, saklanır ve hıçkıra hıçkıra ağlardım. Tırnaklarımı yerdim. Bu ağlama sesleri, bugün bile kulaklarımda akisler yapar. Bu acıyı tatmayan insana, bunları anlatmak mümkün değildir.

Ağlamasının bilinmemesi ve duyulmaması için çeşitli yollara başvurur. Çünkü zaman zaman arkadaşlarının alaylarına maruz kalır. Hıçkırıkla ağlayacağı zaman cebinden mendilini çıkarır, yuvarlak bir yumak halinde ağzına tıkar, kendini gerer ve bu şekilde sesinin çıkmasını engellemeye çalışır. Belki hıçkırıkları duyulmaz ama inilti halinde için için ağlaması devam eder. Kendisini yakından tanıyanlar Adnan Menderes’in büyüyünce de ağlama nöbetlerine tutulduğunu anlatırlar. Ağzına mendil tıkama huyu ilerleyen yıllarda da devam eder.

Adnan Menderes’in kişiliğinin şekillenmesinde ninesi Fitnat Hanım’ın büyük rolü olur. Çocukluğu ve gençliğinin ilk yılları büyükannesinin himayesinde geçer. Aile terbiyesini Fitnat Hanım’dan alır. Ancak ne var ki hayattaki tek dayanağı Fitnat Hanım da 1917 yılında ailenin diğer fertleri gibi veremden ölür. Toprak ağası dedesinden kendisine miras olarak Çakırbeyli çiftliği kalır. Varlıklıydı ama koskaca dünyada yapayalnızdı. Kendisi o günleri şu sözlerle özetler: Ben yalnızdım kardeşim, hayat boyunca hep yalnızdım. Yapayalnız ve kimsesiz…

Siyaset dönemi başlar. Önce Serbest Fırka’nın Aydın Il Başkanlığı’nı yapar, partinin kapatılması ile CHP’ye girer ve ardından Demokrak Parti Genel Başkanı ve başbakan olur. 10 yıl başbakanlık yapan Menderes halkı dikkate alan icraatlarıyla milyonların gönlünde taht kurar. 18 Şubat 1959’da Londra yakınlarında uçağı düşer ancak Menderes bu korkunç kazadan yaralı olarak kurtulur. Tercihini devletten yana değil miletten yana koyan Menderes için 27 Mayıs darbesinden sonra acı dolu günler başlar. Yargı, mahpusluk, işkence ve acı son: Idam.

Menderes ailesinin dramı baba Menderes’in idamıyla bitmez. Aydın milletvekilliği yapan ailenin en büyük ferdi Yüksel Menderes 1 Mart 1972’de Ankara’daki evinde ölü bulunur. Başucunda ise Kur’an—ı Kerim. Kareli bir kağıda yazdığı veda mektubunda ‘Hayatta kaderin bütün cilveleri beni buldu. Kötü hadiseler karşısında daha fazla tahammül gösteremeyeceğim. Artık yaşama gücümü kaybettim’ der. Yüksel’in intiharı kuşku doludur. 15 gün önce birlikte çalışma yaptıklarını anlatan şimdiki RP Ankara Milletvekili Şaban Karataş veda mektubundaki yazı ile Yüksel’in el yazısının biribirini tutmadığını belirtiyor. Ancak annesi Berrin Hanım’ın ‘Bırakın öyle kalsın. Üzerine daha fazla gidip de yaramızı deşmeyin’ ikazı üzerine aile yakınları dosyayı kapatır.

Ailenin diğer ferdi Mutlu Menderes de Ankara’da 8 Mart 1978 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeder. Kazaya ilişkin soru işaretleri vardır ancak bunlar yıllardır aydınlanmamıştır. Adnan Menderes’in hayattaki son oğlu Aydın Menderes ‘önünün açıldığı’ bir anda trafik kazası geçirdi. Bugün hayati tehlikeyi atlattı. Ama kol ve bacaklarındaki felç durumu devam ediyor.